Adeta bir survivor. Mücadele. Savaş. Uykusuzluk. Direnç. Çatışma. Vahşi. Çılgınlık. Delilik.
H&M x Balmain’de hepsi var. Nasıl mı oldu? Şöyle:
Saat 5 ye uyanma ve 6 da varış ile büyük bir hayalkırıklığına uğradık. 6 da gidiyoruz yani en az 4 saat önce, ilk 20 ye gireriz derken 100 kişiyle karşılaştık. Sıraya girdik ve 72. Kişi olduğumu öğrendim. Ve bekleyiş başladı… İlk yarım saat çok yavaştı ama sonra biraz daha rahat geçmeye başladı. Mağazadan uzak noktadan yavaşça içeri doğru ilerledik. Başta arkadaşını alanlar çoktu. Belki 70 den 90. ya düşmüşüzdür.
Herkes birbirini inceliyor. Önündekilere ‘Ne alıcak allah aşkına’ diye düşünürken arkandakileri geçtiğin için mutluluk yaşıyorsun. Hafif bir heyecan, ya kalmazsa korkusu, bende istiyorum ya düşüncesi. Saat 8 gibi yiyecek ve içecek derken (yanımıza çay almıştık) saat yaklaştı, sıra içeriden devam etti. 12 tane 15 kişilik gruba ayırdılar sıraya göre. Herkesin saati oldu, 5. gruptaydım yani 11 de girecektik.
2 saat 8 dakika kalmış..
Arkamızdakiler
Kahveli bekleyişler
Balmain mutluluğu
Sağdaki Ersin Abi, uzun vakitler geçirince arkadaş olduk tabii
Daha sırada, saatimizi bildiren bileklik yokken anons yaptılar: sadece erkek bölümüne girecekler sıradan ayrılıp ön tarafa gelsin. Ama bu kişiler sonradan kadın tarafına giremiyordu. 50-60 erkek ve 20 kadın geçti. Erkek bölümünde bileklik yada sıra yoktu. Herkes sıraya giriyor ve ne varsa ortalıkta. Kadın bölümündeki gibi yeni ürün getirmek yok. Biz bileklikleri aldıktan sonra saat 9. 35 gibi erkek kısmına çıktık. Hepsi birbirinin aynı tipte ama tarz erkekler. Saat 10’u vurduğunda hurrraaaaaaaa. Hayatımda böyle bir şey görmemiştim. 60 saniye içinde her şey bitmişti. Şok oldum. Adeta bir black friday! Erkek reyonundaki bereden ve arkadaşıma istediği sweatshirt’ü almak istiyordum ama yalan oldu maalesef. Round 1 ‘i kaybettik gibi hissettiğimizden hemen kadın reyonuna gittik. BÖYLE BİR ŞEY YOK. Sanki bir liraya satıyorlar gibi pazar ortamı, gerçekten her şeyden alan vardı. Saati 12.45 olanlar bile gitmiş izliyorlar, bekleyecekler galiba orada 3 saat. Zaten her bir üründen bir beden/tane alabiliyordunuz. Sıra bize geldiğinde heyecan ve stres dorukta, “hiç bi şey alamicam ya” akıllarda. Dııırırırırt, içeriiiiiii
Bunun üzerine salak gibi naptım, yanlış yere ilerledim. Süper! Elime geleni kaptım, aldım, bedene katiyen bakamadım bile. İstediğim bir elbiseyi aldım, Serra klasik istediğim tişörtlerden almıştı ama bilmediğimiz bir kural vardı, giyinme yerlerine giren bir daha geri dönemiyordu ve iki aynı kıyafetle yine kabinlere girilmiyordu. Arkadaşımın aldığı düz tişörtler gümrükte patlamış oldu ve alamadım!!! Alışveriş ve kabinler için 10 dakikanız var. Şaka gibi… Resmen çıkınca insanlarla alıp vermece yaşadık. “Sende tişört var mı? 38 her hanginir şeyi olan? Almadığınız var mı? Görevliler sesleniyor, almadığınızı bize verin. Tur arkadaşların bağırıyor: ALMADIKLARINIZI SAKIN VERMEYIN. Milli seferberlik yaşadık valla. Bir kadın hiç düşünmediğim ama şuan çok beğendiğim bunları verdi, bende dün doğum günümde giydim:
Bir kadına kasa sırasında aldığı elbisenin bedenini sordum, 38 dedi. Benimki 40’tı. 38’i 40’la değiştiririm ama sarı üstü de verirsen dedi, kabul ettim. Oluyor böyle şeyler. Her yaştan ve milletten insanlar üst üste çıkıyor. Ünlüymüş, kimin nesiymiş kimsenin umrunda değil. En azından Singapur’daki gibi 3 gün önceden beklemeye başlanılmadı. O zaman işler çirkinleşirdi. Sonuç olarak bu parçaları alabildim:
EĞER BU ETEĞİ ALMAK İSTİYORSANIZ,
1.GİTTİGİDİYOR’DAN SATIYORUM
2. INSTAGRAM’DA CAELESTISARISTA HESABINDAN ULAŞABİLİRSİNİZ
Ne kadar vahşi olsada eğlenceli bir deneyimdi! Her şeyden öte dün en uzun doğum günümü yaşamış oldum vee doğum günümde süper hediyelerim olmuş oldu. Buna görgüsüzlük diyenler, alamayanlardır. Böyle bir olaya girmiş olabilirim ama bilin bakalım ne oldu? Süper kıyafetlerim. Bir daha dünya üzerinde yaratılmayacak olan kıyafetlerim. Dünya’nın her yerinde böyle şeyler yaşanıyor. İstanbul’dakinden kat be katı yaşandı diğer ülkelerde ve tabii Black Friday diye de bir gerçek var Amerika’da.
-Aleyna
Loca Lıbera 